Geçtiğimiz hafta Adana Şehir Hastanesi’nde görev yapan fizyoterapistlere yönelik gerçekleşen fiziksel ve sözlü saldırı, sağlık camiasında büyük yankı uyandırdı. Olayın ardından hastane yönetimi ve Sağlık-Sen yöneticileri tarafından düzenlenen basın açıklamasında, saldırıya uğrayan fizyoterapistlere destek mesajı verildi.
Adana Şehir Hastanesi’nde düzenlenen açıklamaya Sağlık-Sen Genel Başkan Vekili, Genel Sekreter Durali Baki, Sağlık-Sen Adana Şube yönetimi, Memur-Sen Adana İl Temsilcisi ve Şube Başkanı Bekir Nennioğlu ile çok sayıda sağlık çalışanı katıldı. Nennioğlu, sağlıkta şiddetin artık “tahammül sınırlarını aşan bir sorun” haline geldiğini vurgulayarak, “Sağlıkta şiddet bir insanlık suçudur” ifadelerini kullandı.
“Sağlık çalışanları umut ve emekle ayakta tutuyor”
Açıklamada, 3 Ekim Cuma günü Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde görev yapan fizyoterapistlerin, bir hasta yakını Z.İ. tarafından saldırıya uğradığı hatırlatıldı. Sağlık-Sen Adana Şubesi, olayın ardından yaptığı açıklamada, “Her gün binlerce hastaya umut olan, insan hayatı için gece gündüz demeden çalışan sağlık çalışanlarımızın görevlerini yaparken şiddete uğraması asla kabul edilemez. Bu saldırılar yalnızca bireylere değil, bütün topluma yöneliktir” ifadelerine yer verdi.
Fizyoterapistlerin hastaların yeniden hayata tutunmasında kritik bir rol üstlendiğini vurgulayan açıklamada, “Onlara yapılan her saldırı, bir hastanın umuduna vurulan darbedir. Sağlık çalışanları onurumuzdur” denildi.
“Hukuki sürecin sonuna kadar takipçisiyiz”
Sağlık-Sen Adana Şubesi, olayın ardından hukuki sürecin derhal başlatıldığını belirterek, “Meslektaşlarımızın yanında olmaya ve sürecin sonuna kadar takipçisi olmaya kararlıyız. Hiç kimsenin, hiçbir gerekçeyle sağlık çalışanına el kaldırmasına izin vermeyeceğiz” açıklamasında bulundu.
“Sağlıkta şiddeti durdurmak mümkün”
Sağlık-Sen, kalıcı çözüm için devletin ve toplumun ortak sorumluluğuna dikkat çekti. Dernek, sağlıkta şiddetle mücadelede sekiz maddelik bir eylem planı sundu:
-
Sağlıkta Şiddet Yasası eksiksiz uygulanmalı, cezalar ertelenmemelidir.
-
Tutuksuz yargılama yerine tutuklu yargılama esas olmalıdır.
-
Riskli birimlerde güvenlik önlemleri artırılmalıdır.
-
“Beyaz Kod” sistemi daha hızlı ve etkin çalışmalıdır.
-
Şiddet eğilimi gösteren kişiler sağlık tesislerine kontrollü kabul edilmelidir.
-
Sağlık çalışanlarına psikolojik destek mekanizmaları güçlendirilmelidir.
-
Empati ve saygı kültürü eğitimlerle yaygınlaştırılmalıdır.
-
Sağlıkta şiddet olaylarının ulusal izleme ve raporlama sistemi kurulmalıdır.
“Bu nasıl bir aymazlık?”
Sağlık-Sen, olayın ardından yaşanan yeni bir duruma da dikkat çekti. Saldırının gerçekleştiği serviste yatan F.İ. adlı hasta ve refakatçisi Z.İ.’nin taburcu edilmesine rağmen günlerdir hastaneden ayrılmadığı ve çalışanları tehdit ettiği belirtildi.
Açıklamada, “Refakatçi, ‘Hiçbir güç beni hastaneden çıkaramaz’ diyerek sağlık çalışanlarını tehdit etmektedir. Bu nasıl bir aymazlıktır? Burası muz cumhuriyeti mi?” ifadelerine yer verildi.
Personelin günlerdir tedirgin şekilde görev yaptığının altı çizilen açıklamada, yetkililere “acil önlem alın” çağrısı yapıldı.
“Sağlık çalışanlarının güvenliği, hastanelerdeki düzenin teminatıdır. Şiddet değil, saygı yaşatır” denilen açıklama, şu ifadelerle son buldu:
“Sağlık çalışanına uzanan el, toplumun sağlığına uzanmıştır. Sağlıkta huzur ortamı sağlanıncaya kadar mücadelemiz sürecek.”