Geçtiğimiz Kurban Bayramı'nın hemen sonrasında yazmayı planlamıştım ancak başka gündemler araya girdi ertelemek zorunda kaldım. Hafta sonu Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek'i Beyaz TV'de izleyince yeniden hatırladım.
Geçen Bayram'da 4.5 yaşında olan kızım bu bayramda 5.5 yaşına bastı.
Bir yaş deyip geçmeyin!
Bazı konularda çocuk önünüze geçiveriyor. Sizin önemsemediğiniz, es geçtiğinizi onlar önemsiyor ve es geçmiyor. Elindeki akıllı cihazla çoğu şeyi sizden önce fark ediyor ve öğreniyor.
Bu yaşta her şey onlar için eğlence üzerine kurulu.
Bayram öncesi 'Çarpışan otoya ve tırtıla binmek istiyorum' diye tutturdu.
Aldı beni bir düşünce!
Çünkü, Adana'daki Lunaparkla ilgili okuduğum nahoş haberler geldi aklıma. Ama söz vermiştim. 'El mahkum gideceğiz' dedim artık.
Kurban Bayramı'nın 1. günü akşamı tuttuk Adnan Menderes girişindeki Lunaparkın yolunu. Arabayı park edip yürürken çevik kuvvet otobüsü ve etrafında bekleyen polisler dikkatimi çekti. Yürürken içimden 'Neden ki?' diye geçirdim.
Çok geçmeden anladım nedenini!
Parkın içine girince 'Aman Allahım bu ne? Nereye düştük böyle?' dedim kendi kendime. Oyuncakları kullanmak için jeton almak gerekiyor. Bunun için de sıraya gireceksiniz. Herkes bir birinin ensesinde kulübenin önüne doluşmuş. Sıra mıra hak getire!
Zar zor alıyoruz jetonları ve ilk durağımız çarpışan arabalar. İçimden 'Şimdi sıraya girer çarpışan arabalara binince unuturum bu nahoş durumu' diyorum. Çarpışan arabaların olduğu bölüme gelince 2. şoku yaşıyorum. Burada da bir sıra yok. Siren çalıyor, herkes gözüne kestirdiği arabaya doğru hamle yapıyor. Kim önce kaparsa onun elinde kalıyor.
'Allahım bu bir kabus olmalı' diyorum yine...
Beş buçuk yıldır evde ne öğrettiysek çocuğa, 5 dakika içinde Adana Lunaparkında hepsinin tersi oldu.
Çocuk şaşkın!
Arabayı kapamayan babasına üzgün üzgün bakıyor!
Baba mahcup!
Çarpışan arabayı kapamadı. Başka bir baba daha cevval çıktı!
Derken aklıma parlak bir fikir geliyor. Çarpışan arabanın biri önümüzden geçerken işaret ediyorum 'Siren çalınca inmeyin. Bize verin arabayı' diye. Halden anlayan baba 'tamam' işareti yapıyor.
Sürenin bitip sirenin çalmasını beklerken fonda kulakları patlatır şiddette çalan bir müzik . Türkçe rap müziğin sözleri bu kez suratıma bir yumruk gibi iniyor. Sansürsüz küfür sözcükleri aleni bangır bangır 'müzik' diye yayınlanıyor. Tam dönüp çocuğun kulaklarını iki elimle kapatacakken siren çalıyor. Sözleştiğimiz kişinin kullandığı arabaya koşup hemen oturuveriyoruz. Mutlu bir çehre ile Babasına gururla bakıyor kızım. Babası arabayı kapmıştı. Ve işte içinde oturuyordu sonunda...
Yaşadıklarımızı burada noktalıyorum.
Lunaparkta yaşadıklarımızı yazsam küçük hacimli bir ders kitabı olur. Kızım sayesinde ilk kez Adana Lunaparkına gittim. Ve 'gitmez olaydım' dedim.
Melih Gökçek'i dinlerken yaşadıklarım geldi aklıma. Biz Adanalılar, böyle bir hizmete aç ve muhtaçken ve dahi imrenerek bakarken dünya ölçeğinde yapılan hizmeti Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin CHP'li yönetimi çürümeye terk ediyor.
Görüntüler insanın içini acıtıyor.
Mutlu çocukların, ailelerin eğlendiği Ankapark, ölsün diye adeta köküne kibrit suyu dökülmüş gibi usul usul çürütülmüş. İşte 'CHP zihniyeti budur' dedirtiyor. Yaşayanı yaşamaz hale getirmek. Örneği çoktur. Son örnek Ankapark.
Adana'da da durum farklı mı ki?
Değil elbette!
Temeli önceki dönem atılan ve %70'i biten Yavuzlar Köprüsü çürüyor. Neden? Sırf önceki dönem Hüseyin Sözlü yaptı diye.
Otobüsler dökülüyor. Vatandaş duraklarda perişan. Trafik keşmekeş. Adana'nın Lunaparkı da yukarda anlattığım gibi.
Adana'da da bir CHP'li Başkan var. 3.5 Yıldır Adana'yı yönetiyor. Adana Lunaparkına gidip görmüş müdür acaba?
Hiç sanmam!
Ankapark'a konulan Dinozorlar üzerinden Melih Gökçek, yerden yere vuruluyor. Vuranlar da yaptıkları parklara kendi ölçeklerine göre dinozor koyuyor.
Örnek mi?
Adana'da Çukurova Belediyesi'nin CHP'li Başkanı Soner Çetin Jurassic park adıyla yaptığı yere bir düzine dinozor yerleştirdi. Neden kimse eleştirmiyor? CHP'li Başkan Çetin'e mubah olan AK Partili Gökçek'e neden günah oluyor?
Ankapark'ın ve dinozorların uydurulmuş maliyet hesabı üzerinden erişemedikleri ciğeri mundar ilan ediyorlar. Mesele bu.
Gökçek'in söyledikleri yerine uydurukları yalan üzerinde çılgınlar gibi tepinen zihniyet, yanıldığını ilk seçimde anlayacak. Çünkü halk, yapılan hizmeti görüp yaşayınca üzerine ne derseniz deyin söyleyeceğinizin hiç bir kıymeti harbîyesi yoktur. 'CHP'li Başkana mubah, AK Partili Başkana günah öyle mi?' diyen vatandaş önüne sandık geldiğinde okkalı bir cevap verecektir.
Selahattin Sekin/03.08.2022