Testi kırılmadan önce yazmak çoğu zaman sizi 'İstenmeyen Adam' yapar. Dürüst adam 'Testi kırılsın fırsattan istifade ederim' demez.
Nereden çıktı şimdi bu testi meselesi? diye sorduğunuza eminim.
Efendim;
Bendeniz Adana'daki aday adaylarını uyarmıştım!
Yapmayın!
Etmeyin! diye...
Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a küfür edenlere 'tanıtımımı yapıyorum' diyerek reklam vermeniz kendi bindiğiniz dalı kesmek demektir dedim ama dinletemedim.
Ne demiştim? Hadi okuyalım;
'Paralel İhanet Çetesi'nin etkinliklerini her fırsatta yayınlayıp hükümete çakan gazete ve sitelere konuk olmaktan gurur duyuyorlar... Yahu arkadaş, adamlar sevdiğinize küfrediyor siz el etek öpercesine onlara reklam vererek aday olabileceğinizi mi sanıyorsunuz?'
Karadenizli gibi şimdi sormak hakkım;
Ne oldi?
O adamlar aday y-a-p-ı-l-m-a-d-ı...
Paralel Çete'yi öve öve bitiremeyenlerle dans etmek ayı ile yatağa girmeye benzer! Ayı ile yatağa giren de sonucuna katlanır!
Geçmiş olsun demeye bile tenezzül etmeyiz!
Bu arada 'Ömer Çelik'in işi bitti' deyip zil takıp oynayanlar var. Bu çapsızların haline de gülüyorum. Ömer Çelik bunların ağababalarına kök söktürdü. Siyasi mevta yaptı bunlar ise hala efeleniyor!
Siyasi mevta olanı kısa zamanda satıp 'Biz de haşhaşiyiz' diye yeni sığındıkları limanda efelenenlerin ağababalarının inleri kafalarına geçirildiğinde ne yapacaklar acep?
Hoş! Bu asalakların sığınacağı bir liman daima vardır!
Son bir not; Hani şu Cumhurbaşkanı'na 'Kavga ise kavga' diye hakaret edip efelenen sözde bir cemaat lideri vardı. Ona sahip olduğu yayın organı ile çanak tutanları da unutmadık. Yerel seçimlerde Paralel Çete ile anlaşıp davayı nasıl sattığını da anlatacağımız zaman gelecek. Hem de delilleri ile birlikte. Onlarla akçeli işlere girenleri de elbette unutmayacağız! Biraz daha sabır!
Selahattin Sekin'in kaleminden
08/04/2015 tarihli köşe yazısı