Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ey İsrail, Batı'nın sana borcu çok ama Türkiye'nin borcu yok!

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ey İsrail, Batı'nın sana borcu çok ama Türkiye'nin borcu yok!

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, "Ey İsrail, Batı'nın sana borcu çok ama Türkiye'nin borcu yok" dedi. israil'e rest çeken Erdoğan ayrıca, "Ben hayatımda bir kere bu Netanyahu denilen adamın elini sıktım. Tabi iyi niyetimiz vardı suiistimal ettiler. İsrail'e gitme projemiz vardı iptal ettik. İyi niyetimizi suiistimal ettiler." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması şu şekilde;

'Filistin meselesine biz öncelikle insan penceresinden baktık. İnsan hayatını savunduk. 7 Ekim'den bu yana krizin büyümemesi için her türlü çabayı gösterdik. Gazze halkının ihtiyacının giderilmesi için 8 uçak dolusu yardım malzemesi gönderdik. Yaralıların tedavisi için 25 personelimizi Mısır'a sevk ettik. İsrailli siviller dahil sivilleri hedef alan eylemleri saldırıları mazur görmediğimizi ifade ettik. İsrail devleti ile sorunumuz yok ama devlet yerine örgüt gibi davranılmasını asla tasvip etmedik. Gazze'deki mazlumlara karşı tarihin en vahşi saldırılarından birini gerçekleştiriyor. Ölenlerin yarısı çocuklardan oluşuyor kalan yarısı da annelerinden ve aile büyüklerinden oluşuyor. Bu bile bir vahşet olduğunu göstermeye yeterlidir. 

Hastaneleri ibadethaneleri, pazar alanlarını ateşe boğan, bu insanlık dışı eylemi sürdüren başka bir ordu bulamazsınız.


HAMAS TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL

Son yaptıkları toplantıda bir araya gelip tüm Batı Hamas'ı bir terör örgütü olarak görüyor. İsrail sen bir örgüt olabilirsin çünkü bu Batı'nın sana borcu çok ama Türkiye'nin sana borcu yok. Hamas bir terör örgütü değil toprağını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahitler grubudur. 

"İSRAİL'E GİTMEYECEĞİM"

İsrail çocukları öldürüyor. Bu çocukların öldürülmesine asla müsaade edemeyiz çünkü biz insanlıktan nasibimizi aldık. Bunu Davos'ta o zamanki başbakanlarına söylemiştim, siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz demiştim. O günden bu yana Davos'a bir daha gitmedim. O gün benimle olan 2 arkadaş, bugün biri bir siyasi partinin başında. Arkamdan geliyorlar. İşte şimdi yandık diyorlar. Ne oldu yandık mı? Biz dimdik ayaktayız. Ama siz yandınız, hiçbir şeye yar olmadınız ve olmayacaksınız da. CHP'nin koltuğuna sığınmak size hiçbir şey katmadı. Biz ise bu yolda dimdik yürüyoruz. Hayatımda bir kere Netanyahu'nun elini sıktım, Türkevi'nde Amerika'da. İyi niyetimizi suiistimal etti. İsaril'e gitme projemiz vardı, iptal ettik. İyi niyetimizi suiistimal ettiler.


Ey İsrail bu kafa ile bir yere gidemezsin. Yanına ister ABD'yi al ister Batı'yı. Amerika da kaybedecektir. Bütün mesele adil bir dünyanın kurulmasından geçer. Anne babaların çocuklarının naaşına sarıldığı bir dünyada kimse huzur içinde uyuyamaz. Engel olmayan her ülke için de geçerlidir. Bu katliamlarla mukayese edilemeyecek eylemler üzerinden gerçeğe sırtını dönenlerin durumunu konuşma vakti geldi. Saldırılara bahane üretmek Batı'nın kanlı tarihinden devraldığı mirastır.


Biz tarihte ırkçılık yapmamış tek halkız. Bunu en iyi Yahudiler bilir. Üniversite öğrencilerini, akademisyenleri, tehditle susturmaya çalışanlar bunlar değil mi? Sırf bu onurlu tavırlarından dolayı yaşadıkları ülkelerde sıkıntıya düşen öğrencilere ülkemizin kapılarının açık olduğunu belirtmek istiyorum. Daha dün Ukrayna'daki savaşta dünyayı ayağa kaldıranların Gazze'de duvar kesilmesi bu riyakarlığın en somut ifadesidir. 


Canlı kalmış ölülerle dolu dünyada biz hakikati haykırmaya, siyasi hatta gerekirse askeri önlemleri hayata sokmaya devam edeceğiz. Ne yapabiliyorsak yapacağız. İnancımızın gereği olan duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Filistin'e fayda getirmeyecek adımlara tevessül etmeyeceğiz. Gerisinde binlerce yıllık devlet aklı olan Türkiye Cumhuriyeti'yiz biz. 


Gazze'de yaşanan katliamın gerisindeki failler İsrail'e sınırsız destek verenlerdir. Onları teşvik edenlere sesleniyorum. Gazze'de siviller öldükçe bölgemize gönderilen uçak, gemi barış getirmeyecektir.


MESELE BÜYÜSÜN İSTİYORLAR


İsrail'den istediğimiz barış çağrımıza kulak vermesidir. Bu toprakları kana bulayan zulüm başımıza saran güçlerin çözüm istemediğinin farkındayız. Sorunun sebebi olanlar elbette çözüm istemez. Sorun ne kadar dallanıp budaklanırsa onlar için o kadar iyidir. İstiyorlar ki mesele daha da büyüsün, bu bölgeye barış gelemesin. Savaşın karanlık gölgesi Doğu Akdeniz'in üzerinden hiç eksik olmasın. Biz buna itiraz ediyoruz. Bu sömürü düzenini reddediyoruz. Mescidi Aksa Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerin ortak ibadethanesidir. 


Sağ duyu ile hareket ederek bize zorla giydirdikleri deli göleğini parçalamamız gerekiyor. Aksi takdirde kaynaklarımızla geleceğimizle bedel ödemeye devam ederiz.


Tüm taraflar elini tetikten çekip derhal ateşkes ilan edilmeli. Hem İsrail'in saldırıları, hem de İsrail'e yönelik füze atışları kesilmeli. Bu olay hızla sonlandırılmalıdır. Çocukları kafeslere koyuyorsunuz, bu nedir. Hemen bir insani koridor oluşturulmalıdır. Girişine çıkışına yaralılar için izin verilmelidir.


Refah Sınır Kapısı insani yardımlar için sürekli açık tutulmalıdır. 20 tırlık yardım malzemesi denizde damladan öteye hiçbir anlam taşımamaktadır. Ne gerekiyorsa göndermeye devam edeceğiz. 


FİLİSTİN-İSRAİL BARIŞ KOFERANSI ÖNERİYORUZ 


Yerleşimci kılıklı asker üniformalı hırsızlara hırsız denmedikçe ve bu şekilde muamele edilmedikçe bölgeye huzur gelmez. Savaşın yayılmaması için tüm aktörler sorumlulukla hareket etmelidir. Akıl ve vicdan sahibi ülkeleri İsrail'in aklı selime dönmesi için Netanyahu hükümetine baskı kurmaya davet ediyorum. Barışın egeme olduğu dünya istiyorsak haçlı hilal anlayışı bir kenara konmalı. Aksi halde insanlığa yazık olur. İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan misyonuna yakışır şekilde tavır ortaya koymasını bekliyoruz. Türkiye olarak İslam ülkeleri ile hareket etmenin en tesirli yöntem olduğuna inanıyoruz. Türkiye sorumluluk almaktan asla kaçınmayacaktır. Garantörlük meselesini gerçekçi çözüm getirmeye yönelik en etkili yöntem olarak görüyoruz. Siyasi ve askeri varlığımızla Filistin tarafının garantörü olmaya hazırız. Filistin İsrail barış konferansını öneriyoruz. Garantörlük teklifimiz başta olmak üzere uygulamaya dönük adımlara her iki tarafın da ihtiyacı var. 



Bölgede barış tüm dünya tarafından tanınan bağımsız Filistin devletinin kurulmasından geçiyor. Aksi durumda radikalleşmenin nereye varacağını kestirmek mümkün değildir. Bu yangının nereye sıçrayacağı, her tarafı kül edeceği bilinmez. Her fırsatta dile getirdiğimiz dünya 5'ten büyüktür itirazımız Gazze'deki gelişmelerle bir kez daha teyit edildi. 


Haykırışımızı tekrarlıyorum. BM kendini reforma tabi tutmalıdır. Dünyanın güvenliğini 5 devletin çıkarlarına teslim eden yapının sürdürülebilirliği yoktur. Binlerce masumun katlini konuşmaya bile tahammülü olmayan sistemi sürdürmek mümkün değildir. BM'nin içine düştüğü acziyet görüntüsünden üzüntü duyuyoruz. 


28 Ekim'de İstanbul'daki büyük Filistin mitingine kadar bu ateşin sönmeye başlamasını ümit ediyoruz. En yüksek katılımı sağlamak istiyoruz. Sadece bayrağımızın ve Filistin bayrağının dalgalanacağı, parti bayraklarının olmadığı miting gerçekleştireceğiz. Dünyaya mesajlarımızı vereceğiz. Tüm vatandaşlarımızı mitingimize davet ediyoruz.' 

Görüşlerinizi Bildirin

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.

DİĞER HABERLER