Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenirken, "Türkiye yükselen bir güç sıfatıyla dünyadaki yerini almıştır" dedi
Konuşmasına İslam âleminin dün idrak edilen mübarek Miraç Kandili'ni tebrik ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hz. Muhammed'in Allah katına çıkışıyla namazın farz kılınması başta olmak üzere çeşitli müjdeleri ifade eden bu gecenin Müslümanlara ve insanlığa hayırlar getirmesini diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyanın dört bir yanından zulümlere, nobranlıklara, haksızlıklara, adaletsizliklere karşı feryatların yükseldiği bir dönemde, Rabb'imizin kimseyi gücünün yetmeyeceği şeyle yükümlü kılmayacağı inancıyla Allah'ın mağfiretine, Peygamber Efendimizin özellikle şefaatine sığınıyoruz. Hayatımızın hayır, hasenat, ibadet ve bereketini çoğaltması dileğiyle bir kez daha milletimizin ve İslam âleminin Miraç Kandili'ni tebrik ediyorum." diye konuştu.
“28 Şubat darbesi tarihimizin kara sayfalarından biri olarak zihinlere kazınmıştır”
Dün, eski başbakanlardan, Millî Görüş Hareketi'nin kurucusu, dava, siyaset ve devlet adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın vefatının 11. yıl dönümünün geride bırakıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Erbakan'ı rahmet, minnet ve hasretle yâd etti.
Erbakan'ın sanayide, teknolojide, tarımda, diplomaside, ilimde velhasıl her alanda bağımsız, güçlü Türkiye özlemi doğrultusunda verdiği mücadeleden aldıkları ilhamla bugün de yollarına devam ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rabbim hocamızı rahmetiyle kuşatsın, cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. Tabii 28 Şubat gününün bizim yakın tarihimizde bir başka anlamı, bir başka sembolü daha vardır. O da 28 Şubat darbesidir. Türkiye, 28 Şubat 1997 tarihinde 27 Mayıs 1960 ile başlayan darbeler silsilesinin yöntemleri itibarıyla postmodern diye tabir edilen yeni bir yüzüyle tanışmıştır. Bir taraftan ülkenin seçilmiş meşru yönetimine dayatmaların yapıldığı, diğer taraftan gövde gösterisi için tankların sokaklarda yürütüldüğü, öte yandan hükümetin ağır baskılarla istifaya zorlandığı 28 Şubat darbesi tarihimizin kara sayfalarından biri olarak zihinlere kazınmıştır. Bürokrasinin, medyanın, iş dünyasının sivil toplum kuruluşu görünümlü darbe şakşakçılarının desteğiyle ortaya çıkan 28 Şubat vakası daha önceki ve sonraki tüm benzer olaylar gibi zaman içinde millî irade tarafından elbette tasfiye edilmiştir. Türkiye'yi köken, mezhep, meşrep, hayat biçimi, siyasi görüş gibi fay hatları arasına sıkıştırıp felç etmeyi amaçlayan bu girişimin müsebbipleri önce mahşeri vicdanda, sonra da hukuk önünde yaptıklarının hesabını vermişlerdir. Eşine az rastlanır bir kibirle, hoyratlıkla, pervasızlıkla yürütülen 28 Şubat sürecinde yaptıklarının yanlarına kar kalacağını düşünenlerin hesap günü gelip çattığında sergiledikleri zavallılık, pespayelik de ibretialemliktir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat sonrasındaki tarihlerde aynı niyetle yayınlanan 27 Nisan 2007 bildirisinin de 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin de millî irade tarafından anında cevaplandırılarak adeta boğulmuş olmasının ülkede bir devrin kapandığının işareti olduğunu vurguladı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) artık darbeyle, cuntayla, bildiriyle değil, sınırları korumadaki, sınır ötesi harekâtlarındaki bölgesel ve küresel güvenlik krizlerindeki güçlü duruşu, başarıları ve etkisiyle gündem olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, nitekim ülkenin son bir asrındaki Millî Mücadele ve Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasındaki en büyük askeri başarıların bu dönemde elde edildiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'deki Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekâtları, Libya'daki meşru yönetime verilen destek ile Karabağ'ı ve işgal altındaki topraklarını kurtarmak için mücadele eden Azerbaycanlıların yanlarında yer almalarının ülkenin ve TSK'nın tarihine altın harflerle geçen zaferler olduğunu anımsattı.
"Milletimizin ihtiyacı, ülkemizin istikametini 2053'lere çevirecek programlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dış politika vizyonunun anlamını ve etkisini görmek için ülkeye dışarıdan bakabilme ferasetine sahip olmak gerektiğini belirterek, "Yalanla, iftirayla, çarpıtmayla, cehaletle belki günlük siyaset yürütülebilir ama Türkiye'nin ve Türk milletinin yüksek çıkarları anlaşılamaz, savunulamaz, geliştirilemez." dedi.
"Bölgesinin ve dünyanın yükselen gücü Türkiye'nin 2023'e, 2053'e uzanan yolculuğuna en küçük bir katkısı olmayanlardan en azından millî meselelerde, serinkanlı bir yaklaşım takılabilmelerini bekliyoruz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimizin ihtiyacı, ülkemizin istikametini 1990'lara döndürecek değil, 2053'lere çevirecek liderlerdir, yönetimlerdir, programlardır." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son dönemdeki tüm sınamaları gibi Karadeniz'in kuzeyindeki krizi de selametle atlatacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Çünkü Türkiye artık siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri ve istihbari altyapısıyla kendi politikalarını üretecek ve uygulayacak seviyeye gelmiş bir devlettir. Hiçbir ittifakın, hiçbir iş birliğinin sağladığı avantajlardan vazgeçmeden kendi göbeğimizi kendimizin keseceği, ihtiyacımız olan tüm araç gereci üretebileceğimiz bir yapı kurana kadar durup, dinlenmeden çalışacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma kurdukları güçlü altyapının sağladığı imkânlarla krizleri Türkiye için fırsata dönüştürecek adımları atabilecek durumda olduklarını söyledi.
Salgın döneminde bunu hep birlikte gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelişmiş ülkelerin sağlık sistemleri başta olmak üzere tüm kamu hizmetleri çökerken kendilerinin hiçbir vatandaşın mağduriyetine izin vermeyen, kaderine terk etmeyen başarılı bir yönetim sergilediklerini ifade etti.
Küresel ekonomik işleyişin salgın sürecinde yaşadığı sarsıntının ardından girdiği yeniden yapılanma döneminde Türkiye'yi öne çıkartarak bu gerçeği tekrar ispatladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başlattığımız ekonomik dönüşümün kur ve enflasyon üzerinde yol açtığı olumsuz etkilerine rağmen yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla üzerine bina ettiğimiz kendi modelimizi başarıyla uyguluyoruz. Bu tabloyu kriz ve felaket etiketiyle sunmaya çalışanlar aynı taktiği geçmişte de defalarca denemişlerdi." diye konuştu.
"Asla hedeflerimizden şaşmadık, asla duruşumuzu bozmadık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarından beri yaşanan hiçbir hadisenin doğal dinamiklerin ürünü olmadığının, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik yükselişinin önünü kesme amacı taşıdığının inkâr edilemez bir gerçek olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"PKK'sından DEAŞ'ına ve FETÖ'süne kadar tüm terör örgütleri sinsi bir planlama ve taktikle aynı gayeyle üzerimize salınmıştır. Uzunca bir süredir maruz kaldığımız gizli, açık nice ambargo, tuzak sanayimizi, teknolojimizi, ihracatımızı, ekonomimizi baltalama girişimi hep büyük ve güçlü Türkiye'nin ayağına çelme takma çabasından kaynaklanmaktadır. Evet, bedeller ödedik, kayıplar verdik, canımız acıdı, yüreğimiz yandı ama hamdolsun asla yere kapaklanmadık, asla hedeflerimizden şaşmadık, asla duruşumuzu bozmadık. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle her engeli aştık, her badirenin üstesinden geldik, her saldırıyı püskürttük, her projemizi hayata geçirdik. Şimdi artık nihai aşamaya geçmek üzereyiz. Bunun için biraz daha çalışmaya, biraz daha üretmeye, biraz daha serinkanlı gitmeye, hepsinden önemlisi ülke ve milletçe biraz daha sabra ihtiyacımız var."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün açıklanan verilerin ekonomi programının başarıyla yürüdüğüne işaret ettiğine dikkati çekerek, "Geçtiğimiz yılın son çeyreğini yüzde 9,1'lik ve yılın tamamını yüzde 11'lik büyümeyle kapattık. Böylece G20, OECD ve Avrupa Birliği üyeleri arasında en yüksek büyüme oranını elde eden ülke biz olduk. Dengeli ve istikrarlı büyüme çizgimiz sayesinde yatırımlar ve istihdamdaki artış eğilimini de sürdürüyoruz. Nitekim istihdamda geçtiğimiz yıl bir önceki yıla göre 3,2 milyon yeni iş imkânı ortaya çıkartarak artan nüfusumuza ve iş gücüne katılımdaki yükselişe rağmen işsizlik oranımızı yüzde 11,3'e gerilettik. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına dâhil ettiğimiz gün artık bu millet önümüzdeki bir asrı kucaklayan yepyeni bir yol haritasına sahip olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"Enflasyon sorununu süratle çözmekte kararlıyız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan her hadiseyi bu anlayışla değerlendirdiklerini, buna göre konumlandırdıklarını ve buna göre politika belirlediklerini ifade ederek, "Bu çerçevede tıpkı salgın gibi sadece ülkemizin değil, Avrupa başta olmak üzere tüm dünyanın krizi haline gelen enflasyon sorununu süratle çözmekte kararlıyız. İnşallah yaz aylarıyla birlikte milletimizi günlük hayatında sıkıntıya sokan enflasyon sorununu da önemli ölçüde kontrol altına almış olacağız. Böylece 85 milyon hep birlikte geleceğimize daha bir umutla, daha bir güvenle, daha bir şevkle sarılma imkânı bulacağız." dedi.
Son Kabine Toplantısı'nda kamuoyuna duyurdukları elektrik tarifelerindeki yeni düzenlemeyi de bugün netleştirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Meskenler ile tarımsal sulamada kullanılan elektriğin KDV'si yüzde 18'den yüzde 8'e düşürülmüştür. Ayrıca meskenlerdeki düşük tarife sınırı da günlük 8 kilovatsaate, aylık 240 kilovatsaate yükseltilmiştir. Böylece tüketimine göre faturalarda net yüzde 8 ile yüzde 14 oranında bir indirim sağlanmış olmaktadır. Bir başka ifadeyle, mesken abonelerinin yıllık 7 milyar lira daha az fatura ödemesi temin edilmektedir. Kademe uygulamasını, ticarethane statüsündeki aboneleri de kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Ticarethane statüsündeki elektrik abonelerinin günlük 30 kilovatsaate, aylık 900 kilovatsaate kadar tüketimi olan ilk dilimine yüzde 25 indirim uygulanacaktır. Bu şekilde esnaf ve sanatkârlarımızın da yıllık 7 milyar lira daha az fatura ödemesini sağlamış oluyoruz."
TÜBİTAK burslarında artış
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öğrencilere ve araştırmacılara TÜBİTAK'tan sağladığımız burslarda ciddi iyileştirmeler yapıyoruz. Lisans öğrencilerine verdiğimiz aylık 750 liralık bursu yüzde 67'lik artışla 1250 liraya çıkarıyoruz. Aynı şekilde başarı performanslarına göre bundan böyle TÜBİTAK'tan yüksek lisans öğrencileri 3 bin lira ile 4 bin 250 lira, doktora öğrencileri 5 bin 500 ile 7 bin 500 lira, doktora sonrası araştırmacılar ise 7 bin 500 ile 10 bin lira arasına kadar aylık burs alabileceklerdir. Mümkün olan en yüksek seviyeden yapmaya özen gösterdiğimiz bu iyileştirmelerin şimdiden öğrenci ve araştırmacılarımıza hayırlı olmasını diliyorum." dedi.
Gençlere TÜBİTAK ile ilgili bir müjdelerinin daha olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Salgının ilk yılında kısaca 'STAR' dediğimiz Stajyer Araştırmacı Burs Programı'nı uygulamaya almıştık. Bu projeyle binlerce gencimizi TÜBİTAK tarafından uygulanan ya da desteklenen projelere dâhil ederek onların daha öğrenciyken çok kıymetli tecrübeler edinmelerini sağladık. STAR programını Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile Kültür ve Turizm Bakanlığımızı da dâhil ederek yeniden açıyoruz. Bugün almaya başlayacağımız yeni çağrıyla 300'ü arkeoloji projelerinde görev almak üzere 2 bin 300 üniversite öğrencimizi destekleyeceğiz. Gençlerimiz maddi katkının ötesinde bilim ve teknoloji alanlarında araştırma yapacak ve kıymeti parayla ölçülemeyecek bir saha tecrübesi edinecekler. Bu programın da hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.