MHP Lideri Devlet Bahçeli, 'FETÖ’cüleri aklamak vatana, millete ve adalete ihanet değil midir?'

MHP Lideri Devlet Bahçeli, 'FETÖ’cüleri aklamak vatana, millete ve adalete ihanet değil midir?'

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. 

Bahçeli, grup toplantısında Antalya'daki sel felaketinde zarar görenlere geçmiş olsun dileklerini ileterek hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi. Maden faciasında ise devletin tüm imkanlarını seferber ettiğini ve kriz masası oluşturulduğunu belirtti.

MHP Lideri Bahçeli, Türkiye-Mısır ilişkilerinin önemine vurgu yaparak, İsrail'in Gazze'ye saldırılarını kınadı ve uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.

Bahçeli, Danıştay'ın FETÖ'den ihraç edilen hakim ve savcıları mesleğe iade kararına da tepki göstererek bu durumun hukuki açıdan sakıncalı olduğunu ifade etti.

MHP Lideri Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde; 

Milletimizin sinir uçlarını tahriş eden, FETÖ’cülerle PKK’lılara alan açan sözü geçen yüksek mahkemelerin, sıra fiyat istikrarını hedef alan fiyat anarşistleriyle ilgili önleyici kararlar almaya geldiğinde üç maymunu oynaması işgüzarlık ve ikiyüzlülüktür.

Ekonomik büyümenin dizginlenmesi, istihdamın geriletilmesi, cari dengenin bozulması için el ovuşturan, fiyat etiketlerini sürekli olarak yukarı yönlü güncelleyen fırsatçıların, azgın fiyat anarşistlerinin ve bunların arkasındaki FETÖ’cülerin hukuken hesabı sorulmadan sosyal ve ekonomik huzur nasıl temin edilecektir?

İnsanımızın ekmeğine ve cüzdanına ambargo koyanların yakasından adalet ne zaman tutacaktır?

15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü sonrasında, hain örgütle ilişki ve iltisakı belirlenen yaklaşık 4 bine yakın hakim ve savcı meslekten ihraç edilmişti.

FETÖ’cüler diğer alanlarda olduğu gibi, yıllar içinde adalet müessesine de yuvalanmışlardı.

Türk hukuk sistemi zehirlenmiş, haksızlık ve hukuksuzluk habis bir ur gibi yayılmıştı.

Danıştay 5.Daire’nin FETÖ’den ihraç edilen 387 hakim ve savcıyı tekrar mesleğe iade eden kararı çok tehlikelidir, çok sakıncalıdır, hukuki bir temeli yoktur.

Bu dairenin göreve iade kararı verdiği kişiler arasında ankesörlü hatlarla haberleşen, mahrem imamlarla irtibatı olan, ByLock yazışmalarında adı geçen, terör örgütüne bağış yapan, hakkında örgüt üyeliğinden işlem yapılan isimlerin olması nasıl izah edilecektir?

Danıştay 5.Daire nereye hizmet etmektedir?

Bu karar alınırken 5.Daire üyeleri maklube mi yiyorlar, haşhaşilerin vaazlarını mı dinliyorlardı?

FETÖ’cüleri aklamak vatana, millete ve adalete ihanet değil midir?

FETÖ’cüleri göreve iade etmek cinayet değil midir?

FETÖ’ye merhamet şehitlerimize hakaret değil midir?

Danıştay 5.Dairesi adalet ve hukuka göre karar vermemiştir.

Allah’tan Hakimler ve Savcılar Kurulu devreye girmiş ve mesleğe iadesi yapılan 387 kişi hakkında yeni bir inceleme başlatmış, aynı zamanda Danıştay İdari Davalar Genel Kurul’una da gerekli itirazlar yapılmıştır.

Tam da böyle bir zamanda ahı gitmiş vahı kalmış bir yazar müsveddesi sosyal medya hesabından 15 Temmuz ile ilgili demiş ki: “Hükümet 4 ay önceden darbe olacağını bütün ayrıntılarıyla biliyordu. Halk ne olduğunu bilmeden darbeye karşı meydanlara çıktı. Sonuçta olan bu ülkeye oldu…”

Şayet bu şahıs iddialarının ispatını yapmazsa, şerefli bir Türk savcısının huzurunda yazdıklarını tevsik etmezse dünyanın en namert insanıdır.

FETÖ’nün propagandasına çanak tutulması, 15 Temmuz’a tiyatro denilmesi alçaklığın dibidir.

Aynı anda Danıştay 5. Daire’nin kararı, işbirlikçilerin iddiaları, ülkemize giriş yaparken 4 FETÖ’cünün yakalanması ve Pensilvanyalı hainin Yusuf Suresi üzerinden gizemli mesajlar vermesi gizli bir toparlanmanın emaresidir.

Fakat o günler geçmiştir.

Gelecekleri varsa görecekleri de vardır.

Eğer yanılıp yenilip üstümüze gelen olursa, tavsiyem boy ölçüsüne uygun kefen biçtirmesidir, çünkü yatacağı yer sadece mezardır, hesabı da Yüce Allah’a verecektir.

Kuyuya düşen yoktur.

Yusuf Suresi’ne konu olacak bir şey yoktur.

Kuyuda Yusuf değil, kuyruğu kesilen yılan vardır, bu defa kafasını koparmak da bizim için and olsun şeref ve namus bahsidir.

Devlet, toplum ve siyaset alanı başta olmak üzere, farklı kesimlere saklanmış ve bulunduğu ortamın rengini almış kripto damarı bulup lime lime doğramazsak emin olunuz ki, günü geldiğinde acınacak hale düşmekten kaçamayız, kurtulamayız, yakamızı kurtaramayız.

Müslüman aynı delikten iki defa ısırılamaz.

Şansını denemek isteyen varsa hodri meydan, bu vatanın meydanları boydan boya mücadele ruhuyla bezenmeye sonuna kadar hazırdır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak,

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan 8.yargı paketinin, hak arama hürriyetini daha da güçlendireceğinden, kişisel verilerin ve özel hayatın korunmasına yönelik önemli düzenlemeleri ihtiva ettiğinden ve adalet hizmetlerinin etkinliğini artıracak olmasından dolayı destekleyeceğimizi bu vesileyle açıklıyorum.

Konuşmama son verirken hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun diyorum.Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. 

Bahçeli, grup toplantısında Antalya'daki sel felaketinde zarar görenlere geçmiş olsun dileklerini ileterek hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi. Maden faciasında ise devletin tüm imkanlarını seferber ettiğini ve kriz masası oluşturulduğunu belirtti.

MHP Lideri Bahçeli, Türkiye-Mısır ilişkilerinin önemine vurgu yaparak, İsrail'in Gazze'ye saldırılarını kınadı ve uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.

Bahçeli, Danıştay'ın FETÖ'den ihraç edilen hakim ve savcıları mesleğe iade kararına da tepki göstererek bu durumun hukuki açıdan sakıncalı olduğunu ifade etti.

MHP Lideri Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde; 

Milletimizin sinir uçlarını tahriş eden, FETÖ’cülerle PKK’lılara alan açan sözü geçen yüksek mahkemelerin, sıra fiyat istikrarını hedef alan fiyat anarşistleriyle ilgili önleyici kararlar almaya geldiğinde üç maymunu oynaması işgüzarlık ve ikiyüzlülüktür.

Ekonomik büyümenin dizginlenmesi, istihdamın geriletilmesi, cari dengenin bozulması için el ovuşturan, fiyat etiketlerini sürekli olarak yukarı yönlü güncelleyen fırsatçıların, azgın fiyat anarşistlerinin ve bunların arkasındaki FETÖ’cülerin hukuken hesabı sorulmadan sosyal ve ekonomik huzur nasıl temin edilecektir?

İnsanımızın ekmeğine ve cüzdanına ambargo koyanların yakasından adalet ne zaman tutacaktır?

15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü sonrasında, hain örgütle ilişki ve iltisakı belirlenen yaklaşık 4 bine yakın hakim ve savcı meslekten ihraç edilmişti.

FETÖ’cüler diğer alanlarda olduğu gibi, yıllar içinde adalet müessesine de yuvalanmışlardı.

Türk hukuk sistemi zehirlenmiş, haksızlık ve hukuksuzluk habis bir ur gibi yayılmıştı.

Danıştay 5.Daire’nin FETÖ’den ihraç edilen 387 hakim ve savcıyı tekrar mesleğe iade eden kararı çok tehlikelidir, çok sakıncalıdır, hukuki bir temeli yoktur.

Bu dairenin göreve iade kararı verdiği kişiler arasında ankesörlü hatlarla haberleşen, mahrem imamlarla irtibatı olan, ByLock yazışmalarında adı geçen, terör örgütüne bağış yapan, hakkında örgüt üyeliğinden işlem yapılan isimlerin olması nasıl izah edilecektir?

Danıştay 5.Daire nereye hizmet etmektedir?

Bu karar alınırken 5.Daire üyeleri maklube mi yiyorlar, haşhaşilerin vaazlarını mı dinliyorlardı?

FETÖ’cüleri aklamak vatana, millete ve adalete ihanet değil midir?

FETÖ’cüleri göreve iade etmek cinayet değil midir?

FETÖ’ye merhamet şehitlerimize hakaret değil midir?

Danıştay 5.Dairesi adalet ve hukuka göre karar vermemiştir.

Allah’tan Hakimler ve Savcılar Kurulu devreye girmiş ve mesleğe iadesi yapılan 387 kişi hakkında yeni bir inceleme başlatmış, aynı zamanda Danıştay İdari Davalar Genel Kurul’una da gerekli itirazlar yapılmıştır.

Tam da böyle bir zamanda ahı gitmiş vahı kalmış bir yazar müsveddesi sosyal medya hesabından 15 Temmuz ile ilgili demiş ki: “Hükümet 4 ay önceden darbe olacağını bütün ayrıntılarıyla biliyordu. Halk ne olduğunu bilmeden darbeye karşı meydanlara çıktı. Sonuçta olan bu ülkeye oldu…”

Şayet bu şahıs iddialarının ispatını yapmazsa, şerefli bir Türk savcısının huzurunda yazdıklarını tevsik etmezse dünyanın en namert insanıdır.

FETÖ’nün propagandasına çanak tutulması, 15 Temmuz’a tiyatro denilmesi alçaklığın dibidir.

Aynı anda Danıştay 5. Daire’nin kararı, işbirlikçilerin iddiaları, ülkemize giriş yaparken 4 FETÖ’cünün yakalanması ve Pensilvanyalı hainin Yusuf Suresi üzerinden gizemli mesajlar vermesi gizli bir toparlanmanın emaresidir.

Fakat o günler geçmiştir.

Gelecekleri varsa görecekleri de vardır.

Eğer yanılıp yenilip üstümüze gelen olursa, tavsiyem boy ölçüsüne uygun kefen biçtirmesidir, çünkü yatacağı yer sadece mezardır, hesabı da Yüce Allah’a verecektir.

Kuyuya düşen yoktur.

Yusuf Suresi’ne konu olacak bir şey yoktur.

Kuyuda Yusuf değil, kuyruğu kesilen yılan vardır, bu defa kafasını koparmak da bizim için and olsun şeref ve namus bahsidir.

Devlet, toplum ve siyaset alanı başta olmak üzere, farklı kesimlere saklanmış ve bulunduğu ortamın rengini almış kripto damarı bulup lime lime doğramazsak emin olunuz ki, günü geldiğinde acınacak hale düşmekten kaçamayız, kurtulamayız, yakamızı kurtaramayız.

Müslüman aynı delikten iki defa ısırılamaz.

Şansını denemek isteyen varsa hodri meydan, bu vatanın meydanları boydan boya mücadele ruhuyla bezenmeye sonuna kadar hazırdır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak,

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan 8.yargı paketinin, hak arama hürriyetini daha da güçlendireceğinden, kişisel verilerin ve özel hayatın korunmasına yönelik önemli düzenlemeleri ihtiva ettiğinden ve adalet hizmetlerinin etkinliğini artıracak olmasından dolayı destekleyeceğimizi bu vesileyle açıklıyorum.

Konuşmama son verirken hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun diyorum. 

Görüşlerinizi Bildirin

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.

DİĞER HABERLER